Yapay Zeka ve Yaratıcılık
Yapay zeka (AI), 21. yüzyılın en çığır açıcı ve tanımlayıcı teknolojisi haline gelmiştir. Ancak;
İnsanlar AI hakkında düşünürken, tam olarak akıllarına gelen şey neydi?
Pokeri yenebilecek programlar?
Mükemmellik ile karmaşık görevleri gerçekleştirebilen robotlar?
İşinizi değiştirme eşiğinde olan özerk varlıklar mı?
AI hakkında düşündüğümüzde, genellikle insanların kolayca değiştirilebildiği alanlara bakarız: Üst düzey hesaplama, manuel emek veya veri odaklı optimizasyon. Yine de, yaratıcı endüstrilerde AI için yeni bir potansiyel ortaya çıkıyor:
Bunlardan biri de Müzik Kompozisyonu.
Aiva Technologies, AI müzik kompozisyonu alanında öncü kuruluşlardan biridir. Geçen yıl Lüksemburg ve Londra’da Pierre Barreau, Denis Shtefan, Arnaud Decker ve Vincent Barreau tarafından kuruldu.
“Aiva” (Yapay Zeka Sanal Sanatçısı) adında bir AI yarattılar ve klasik müziği nasıl hazırlayacaklarını öğrettiler. Ortaya, genellikle insan kalitesinde olduğu düşünülen, duygusal bir sanat çıktı. Aiva’nın müzik parçaları; film yönetmenleri, reklam ajansları ve hatta oyun stüdyoları için ses kaynağı olarak kullanılabilir.
Bu Şubat ayında, Berlin’de çok beğenilen Avrupa Film Pazarı’nın yanı sıra Londra’daki İş ve Girişimcilikte Yapay Zeka Zirvesi’ne(AIBE) davet edildiler. Geçmişte, bunlar Luxinnovation’ın İnkübatör Programı tarafından desteklenmiş ve hatta Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel’den övgü almıştır.
Aiva, daha önce Genesis adı verilen ilk albümü ve birçok parçayı piyasaya sürdüğü için Composer’ın dünya çapındaki statüsünü resmi olarak almaya başlayan ilk AI oldu. Fransa ve Lüksemburg yazarlarının SACEM’de kayıtlı olup, tüm eserleri kendi adına telif hakkıyla korunmaktadır.
Aiva’nın arkasındaki teknoloji, takviye öğrenme teknikleri kullanan, derin öğrenme algoritmalarına dayanmaktadır. Derin öğrenme, çeşitli giriş ve çıkış noktaları arasındaki bilgileri işlemek için, “sinir ağları” nın çok katmanlarının programlandığı belirli bir makine öğrenme türüdür. Sadece, insan beyninin sinirsel yapısına dayansa da, bu şekilde düşünmeye yardımcı olur. Bu, AI’nın bir melodi kalıplarında veya özelliklerinde olduğu gibi verilerin üst düzey soyutlamalarını anlamasına ve modellemesine olanak tanır.
Takviye öğrenimi, diğer yandan, “kümülatif ödül”; en üst düzeye çıkararak, belli hedeflere ulaşması, hangi eylemin yapılması gerektiğine karar vermesi için yazılım öğreten bir makine öğrenme tekniğidir. Denetimli öğrenmenin aksine, takviye öğrenimi, etiketli girdi ve çıktı verilerini gerektirir. AI’nın verilerin etrafında “kendi yolunu bulmasına” izin veriyor ve açık talimatlar verilmeksizin performansını geliştiriyor; bu da müzik gibi yaratıcı sanatta bulunan çeşitliliği ve varyasyonu yakalamayı kolaylaştırıyor.
Ekibe göre: “En ünlü bestecilerin (Bach, Beethoven, Mozart, vb.) yazmış oldukları klasik bölümlerin büyük bir veritabanını okuyarak, müzik kompozisyon sanatını anlamak için derin bir sinir ağı kurduk. Aiva, varolan müzik eserlerinin edinimini yaparak, müzik teorisi kavramlarını yakalayabiliyor. ”
Aiva, büyük miktarda müzik dinledikten ve kendi müzik modellerini öğrendikten sonra, kendi enstrümantal müziğini besteledi. Bu bölümler daha sonra profesyonel bir sanatçı tarafından gerçek stüdyoda çalınarak, mümkün olan en iyi ses kalitesi elde edildi.
Aiva, birkaç dakika içinde klasik melodileri oluşturabilmesine rağmen, müşterileri genellikle “görsel içeriğinin öykü anlatımını destekleyen” müzik arıyor. Bunu başarmak için bazen doğru ses üretilmeden önce, birkaç tekrarlama yapılabiliyor.
Gelecekte ekip, AI’ya herhangi bir müzik stilini nasıl öğreneceğini öğretmeyi planlıyor. Modern müzik tarafından sunulan ilginç alan, kompozisyonun kendisiyle değil, enstrümantasyon ve ses tasarımıdır. Örneğin, en ikonik bantların kendilerini çok benzersiz kılan farklı bir sesi vardır. Müziği, bir AI ile öne çıkaran, benzersiz sesler yaratmaya çalışmak, insan düzeyindeki performansa erişmek için karşılaşılacak sorun olacaktır.
Aiva’nın Bestelerini buradan dinleyebilirsiniz…
AI’ın bestelediği müzik şimdiye kadar insan müzisyenlerinin eserlerinden ayırt edilemez mi?
Uzmanlar, Aiva’nın parçalarını dinlemelerini istemek suretiyle birkaç Turing testi yapmışlardı, şimdiye kadar hiç kimse AI tarafından bestelendiğini söyleyemedi.
Ancak, henüz endişelenmenize gerek yok. Aiva’nın kompozisyonları, orkestrasyon ve müzikal üretim açısından insan girişi gerektiriyor. Aslında, Aiva’nın yaratıcıları, insan ve makinenin, birbirlerini değiştirmek yerine, yaratıcı potansiyellerini yerine getirmek için ‘işbirliği’ yapacakları bir geleceği düşünüyor.
