ABD’de bir araştırma ekibi, holografik bir solucan deliği oluşturdu ve içinden bir mesaj gönderdi. Bu, bir kuantum işlemci üzerinde holografik bir solucan deliğinin kuantum simülasyonunun bilinen ilk raporudur. Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi, yüksek enerjili veya madde yoğunluklu astronomik nesneler gibi fiziksel dünyayı anlamamıza yardımcı olur. Kuantum mekaniği ise maddeyi atomik ve atom altı ölçeklerde tanımlar. Bununla birlikte, iki teori temelde uyumsuzdur ve holografik prensip; ikisini birleştirmemize yardımcı olabilecek bir rehberdir. Bu ilkeye göre, hem kuantum mekaniğini hem de yerçekimini içeren teoriler, kuantum mekaniğini içeren ancak yerçekimini içermeyen teorilerle tamamen eşit olabilir. Bu ikili olarak bilinir ve yerçekimsel muadilinden daha az boyuta sahiptir. Araştırmacılar, ikilisi bir solucan deliği olan bir hologram oluşturmak için bir kuantum bilgisayar kullandılar.
Einstein’ın Karadelik Görüşü
Bu araştırmanın önemini anlamak için, Einstein’ın Genel Görelilik bağlamında kara delikler üzerine yaptığı araştırmaya geri dönmemiz gerekiyor. Einstein; ortağı Nathan Rosen ile birlikte, bir kara deliğin hem hiçbir şeyin kaçamayacağı bir iç bölgesi hem de içinden kaçmanın hala mümkün olduğu bir dış bölgesi olduğunu söyledi. İkisi arasındaki sınıra Olay Ufku adı verildi. Einstein ve Rosen’in fark ettiği şey; bir karadeliğin yalnızca bir değil, şimdi Einstein-Rosen köprüsü olarak bilinen bir tür solucan deliğiyle birbirine bağlanan iki dış bölgesi olduğuydu. Ancak Einstein, solucan deliği aracılığıyla bir dış bölgeden diğerine seyahat edilebileceğini düşünmemişti. Bir kişi bir dış bölgeden gidip olay ufkunu geçerse, ölümüyle karşılaşmadan önce diğer dış bölgeden atlayan biriyle (çok kısa da olsa!) etkileşim kurmak yine de mümkündür. Einstein’ın kuantum mekaniğindeki çalışması, kuantum sistemlerindeki nesnelerin, uzun mesafelerle ayrılmış olsalar bile klasik olmayan bir modelde bağlandığı kuantum dolaşıklığından da bahseder. Einstein’ın zamanında, solucan delikleri ve kuantum dolaşıklık kavramları ayrı kabul ediliyordu ve ikincisi mesaj göndermek için kullanılamıyordu. Yıllar boyunca yapılan araştırmalar; artık kara deliğin iki dış yüzünün kuantum dolaşıklığı ile birbirine bağlandığına işaret ediyor ve bir dış yüzeyden diğerine seyahat edememenin, mesaj göndermek için kuantum dolaşıklığı kullanmanın holografik ikilisi olarak kabul ediliyor.
Solucan deliği aracılığıyla mesaj gönderme
Araştırmacılar, kara deliğin iki dışının etkileşime girmesi sağlanabiliyorsa, aralarında bir mesaj göndermek için de kullanılabileceğini öne sürüyorlar. Bunun nedeni, dışarıdakilerin etkileşimi sırasında solucan deliğinin açılması ve kısaca geçilebilir hale gelmesidir. Bunu göstermek için, bir kuantum bilgisayarının iki yarısını, bir solucan deliği ile birbirine bağlanan ve bir mesaj gönderen karadelik dışlarının holografik ikilisi olacak şekilde, dolaşık bir durumda kullanabiliriz.
California Institute of Technology’den Maria Spiropulu liderliğindeki araştırma ekibi, dokuz kuantum bitinden (qubit) oluşan bir kuantum sisteminin bu simülasyonunu gerçekleştirdiler ve bir yarısında gönderdikleri mesajın diğer yarısında şifrelenmemiş olarak göründüğünü gördüler. Deneyde kullanılan kuantum sistemi oldukça küçük olduğu için bize bilmediğimiz hiçbir şeyi öğretmez veya günümüzde elimizdeki hesaplama gücüyle mümkün olmayan bir şeyi hesaplamaz. Bununla birlikte, bu yönde gelecekteki çalışmalara zemin hazırlar ve hem genel göreliliğin hem de kuantum mekaniğinin birlikte incelenebileceği kuantum yerçekimi teorilerini test etmemize yardımcı olur.
Kaynak: //interestingengineering.com/science/holographic-wormhole-quantum-computer