Çinli bir araştırma ekibi, kemirgenlerin ‘zihin kontrollerini’ ele geçirerek; beyinden beyine, kablosuz bir sistem geliştirdi.
4 Şubat’ta Nature’s Scientific Reports’ta yayımlanan araştırma; bir insan beynini bir bilgisayara bağlayan beyinden-beyine arayüzünü (BBI) detaylandırıyor ve daha sonra fare beyninin kodunu değiştirerek harekete geçmesini sağlıyor. Araştırmacılar, metodolojilerini “cyborg*fare hazırlama” adlı makalelerinde; fare beyninin iki bölümüne elektrotları nasıl yerleştirdiklerini açıklamaktadırlar.
Araştırmacılar daha sonra belirli hareketleri üretmek için elektrotları kullanarak fareleri eğitmişlerdir: Sensör içeren küçük bir fare sırt çantasıyla, fare beynine kablosuz olarak uyarı gönderilmiştir.
Cyborg Fare için yaptıkları ilk test, sekiz kollu bir yıldız gibi şekillendirilmiş bir labirent içeriyordu. Labirentin bir kolundan başlatılan fare, başka bir kola hareket etmekle görevlendirildi. İnsan kontrol cihazı, beyin sinyallerini ölçmek için elektroensefalogram (EEG) olarak bilinen bir cihazla donatıldı. EEG doğrudan bir bilgisayara bağlandı. Bilgisayar daha sonra insan beyni sinyalinin kodunu çözerek, farenin beynini uyardı ve belirli bir yöne hareket etmesini söylemek için bir modelden geçirdi.
İnsan beyni sinyalini ölçmek için EEG kullanmak, araştırmacıların elektrotları doğrudan insan beynine bağlamak zorunda olmadıkları anlamına gelir: Bu iyi bir şeydir, ancak sinyali zayıflatır.
Auckland Üniversitesi’nde Biyomedikal Mühendisi olan Angus McMorland: “EEG beyindeki elektriksel aktiviteyi kafatasından ölçer. EEG bize hızlı bir sinyal veriyor, ancak kafatası ve cilt çok iletken olmadığından ve oldukça kalın oldukları için, beyinden iyi bir uzamsal sinyal vermiyor.”
Böyle bir yöntemin kullanılması, bilginin insan beyninden fare beynine hızlı bir şekilde ayrıştırılmasını önler; bu, farelerin labirentte yönlendirilmesi sırasında dikkate alınması gereken bir tür giriş gecikmesi olduğu anlamına gelir. Sol ve sağ yönlerini belirtmek için beyin sinyallerinin kodu çözülebilir. Ancak araştırmacılar, fareyi ileri doğru hareket ettirmek için göz açıp kapama hareketini kullandılar. Bununla birlikte, cyborg fare, yaklaşık üç dakika içinde labirentten geçebildi.
Cyborg Fare ayrıca, önceden belirlenmiş bir rota ile biraz daha karmaşık bir labirente tabi tutuldu. Ortalama olarak, altı fareyi labirent içinde önceden belirlenmiş bir rotada hareket ettirdiler; art arda 10 testten sonra yüzde 90 başarılı sağlandı.
Araştırmacılar daha önce değişik derecelerde başarıya sahip olan beyinden beyine arayüzler üzerinde çalışmışlardır. 2013 yılında, bir BBI insan beynini bir fareyle bağladı ve insanın fare kuyruğunun hareketini etkilemesini sağladı. 2016 yılında, bir insan beyni bir cyborg hamamböceği ile bağlandı ve insanın hamamböceğini sınırlı bir başarı ile S şeklindeki bir parçadan geçirmesini sağladı. Bu çalışmada, beyin-beyin arayüzü karmaşık bir gezinme görevini tamamlamak için ilk kez kullanılmıştır.
Daha önceki bir makalede; ekip, cyborg farelerinin arama kurtarma operasyonlarında büyük potansiyele sahip olabileceğini öne sürmüşlerdir. Fareler, potansiyel olarak güvenli bir mesafeden, bir insan tarafından kontrol edilen tehlikeli bölgelere girip çıkabilecektir. Şimdilik, teknoloji henüz başlangıç aşamasında kalmaya devam ediyor, ancak başka bir tür üzerinde zihin kontrolünün kullanımıyla ilgili etik sorular ortaya koymaya başladı. Araştırmayı yürüten ekip, tüm deney protokollerinin üniversitedeki Etik Kurul tarafından onaylandığını belirtti.
*Cyborg kelimesi cybernetics (sibernetik) ve organism (organizma) kelimelerinden türemiştir. Bu terim 1960 yılında Manfred Clynes isimli bilim adamı tarafından uzayda insan neslinin hayatta kalabilmesi ve biyolojik fonksiyonlarının geliştirilmesi amacıyla ortaya atılmıştır. İlk olarak cyborg insan vücut faaliyetlerinin kontrolünü desteklemek amacıyla ortaya çıkmıştır. Bunlara örnek olarak yapay kalp kapakçığı, oksijen tankı veya insülin pompası verilebilir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu terim eski anlamını yitirmiş ve insanların teknolojiye bağımlılığını ifade eden bir anlam kazanmıştır. Bu anlamda cyborg insanın günlük işlerini veya zorlu görevleri tamamlamak amacı ile teknolojinin üst seviyede kullanılması olarak adlandırılabilir.