Uzmanların kentsel ortamlardaki ürünlerin teslimatını yapabilmeleri için; paylaşıma açık lojistik “last-mil” olarak adlandırılan araştırmalar yapılıyor. Şehirlerin giderek artan kalabalıklığı nedeniyle e-ticaret; geleneksel son dakika lojistik stratejilerine alternatif oluşturmak amacıyla gerçekleştiriliyor. Tedarik zinciri lojistik çalışması; küresel ticaretin ardından ön plana çıkarılmış; ancak öncelikle küresel ve bölgesel ağlara odaklanması sağlanmaya çalışılıyor.
E-ticaret’in artmasıyla beraber hızlı büyüyen mega merkezlerde artan tıkanma ilepaylaşıma açık lojistik “last-mil”karmaşık hale geliyor. Karmaşıklık; perakendecilerin, e-tedarikçilerin, sendikaların, hükümet yetkililerinin, vatandaş aktivistlerinin ve deniz nakliyat firmalarının sık sık çelişen talepleri ile daha karmaşık hale geliyor. MIT’nin Taşımacılık ve Lojistik Merkezi’nde araştırma görevlisi ve Büyük Kentler Lojistik Laboratuvarı’nda “Megacities Logistics Lab” direktörü olan Matthias Winkenbach; şehirde, sevkiyatların genellikle bölgesel taşımacılığa göre çok daha küçük ve parçalara ayrıldığını ifade ederken, bu durumun şehirlerde belirsizlik yarattığını söyledi.
GPS ve işlem verilerini bağlama
Winkenbach, geleneksel veritabanı analitiği ile paylaşıma açık lojistiğin uyumlu olacağını ifade etti. Şirketlerin eleme yapabilmeleri için çok fazla veriye sahip olduklarınıbelirtirken; şirketlerin içinde depolanan işlemler, teslimat kayıtları ve müşteri bilgileri gibi basit veriler haline getirme eğilimine sahip olduklarını vurguladı. Düzgün bir şekilde birleştirerek, talebin nasıl yapılandırıldığına, müşterilerin nasıl davrandığına ve dağıtım sistemlerinin müşteri ihtiyaçlarına daha iyi hizmet edecek şekilde nasıl adapte edebileceğine dair birçok bilgi edinilebiliyor. Rota planlamacılarının çoğu zaman, teslim sürecinin karmaşık gerçeklerinden izole edildiğini ve hatalı varsayımlara yol açtığını söylüyor. Tüm bunları entegre etmenin bir yolu olarak sunulan paylaşıma açık lojistik; büyük ölçüde konum takibiyle gerçekleşiyor.
GPS ve trafik verileri de anında yönlendirme için kullanılır. Winkenbach, en az iki MIT tabanlı girişimin kentsel filolar için akıllı yönlendirme yazılımı sağladığını söyledi. Tıkanıklık kalıpları hakkında en güncel bilgilere dayanarak rotanın yeniden tasarlanmasına izin veriliyor.
Otonom Araçlar İşgücü Maliyetlerini Azaltabilir
GPS’in ötesinde, paylaşıma açık lojistiği geliştirebilecek çeşitli teknolojik çözümler var. Avrupa’da, örneğin, DHL sistemi mahallelerin akıllı dolapların kullanılmasına öncülük ediyor. Akıllı şehir altyapısının da; last-mil lojistik için faydalı olabileceği söyleniyor. Winkenbach, GE ve Siemens gibi şirketler akıllı park aydınlatmasında, ücretsiz park alanlarının nerede açılacağını algılayan sensörler ile çalıştığını ifade ediyor. Yüksek işgücü maliyetine sahip şehirlerde otonom araçlar paylaşıma açık lojistik teslimatı için öneriliyor.
Otonom araçlar işgücü maliyetlerini azaltabilir; ancak araç ve altyapı maliyetlerinein de artmasına neden olabilir. Araçların doğrudan robotik uzantılarla doldurabilmesi için ya da araçların akıllı kilitleyicileri de dahil edebilmesi için; çok daha fazla akıllı sisteme ihtiyaç duyuluyor. Her iki durumda da, kapı teslimatı olası ortadan kalkıyor. Winkenbach, “Drone Teknolojisi’nin, teslimatı mümkün kılmak için geliştirilmeye çalıştığını, ancak altyapı yetersizliğinin ön planda olduğunu” ifade etti. Bununla birlikte, Winkenbach, otonom araçların dronlarla birleştirilmesinin gelecekte bir potansiyel olduğunu vurguladı.
