İnsan elinden çıkan yapılar; havadan kirliliği çeken mikroskobik bitki ömrü ile iç içedir. / REUTERS / Dominic Ebenbichler/World Economic Forum

İlk bakışta parlak yeşil güneş panelleri gibi görünebilirler. Ancak, elektrik üretmek yerine, bu yapılar; çevreleyen havayı temizleyebilen ve gıda için besleyici bileşenler üretebilen mikroskobik bitki ömrünü iç içe geçiriyor.
Bilim insanları, biyolojik organizmaları; güneş panelleri gibi binalara ya da arazilere kurulabilecek olan panel sistemleri üzerinde geliştiriyorlar.

Nasıl Çalışır?

Diğer fotosentetik organizmalar gibi; (mikro algler, diyatomlar ve fitoplanktonlar…) panellerde yetiştirilen bitkiler de; yaşamak, büyümek ve ihtiyaç duydukları yemeği yapmak için güneş ışığından, sudan ve karbondioksitten enerji kullanır. Fotosentez sürecinde de, havaya oksijen salgılarlar.

Teknoloji geliştirici İngiliz şirketi Arborea; tek bir ağacın yüzey alanını kaplayan panellerde yetişen biosolar yaprakların havayı 100 ağaçla aynı oranda temizleyebileceğini iddia ediyor. Ayrıca; sürdürülebilir bitkisel ürünler için sürdürülebilir malzemelerle üretilebilecek organik biyokütle de üretiyorlar.

Londra çatıları üzerindeki BioSolar Leaf panelleri. / Imperial College London / Thomas Glover/World Economic Forum

Arborea, üniversitenin batı kampüsünde; BioSolar Leaf Uygulama Sistemi’ni açık havada test etmek için Imperial College London ile anlaştı.

Bu üniveriitenin mezunu Julian Melchiorri; projenin “dual action” teknolojisini gerçek dünya koşullarında deneme ve tüm potansiyelini anlama şansı olacağını söylüyor.

Melchiorri: “Arborea’yı kurduğumda; hedefim gıda sistemiyle ilgili kritik meseleleri ele alırken iklim değişikliğiyle mücadele etmek. Bu pilot tesis; havayı arıtırken, oksijen üretirken ve çevredeki karbondioksiti temizlerken sürdürülebilir sağlıklı gıda katkıları üretecek.”

 

Kazan-kazan: Birlikte hava kirliliği ve gıda güvenliği sorunlarının üstesinden gelmek. / Arborea/World Economic Forum

Geleceğin Yemekleri

Melchiorri gibi, mikroalga ekimi üzerine çalışan araştırmacılar; büyüyen bir küresel nüfusu nasıl besleyeceği sorununa, sürdürülebilir bir çözüm önerebileceğine inanıyor.

Küresel Gıda Sistemi çevreyi tehdit ediyor ve 2050’de; 2010 yılından yaklaşık 3 milyar daha fazla insan besleniyor olacak. (yaklaşık 10 milyar insan…)

Dünya Ekonomik Forumu’nun Gıdanın Geleceğini Şekillendirme Sistem Girişimi’ne göre, bu genişlemiş nüfus; bugün tüketilenden % 70 daha fazla gıda talep edecek. Bu zorluğun üstesinden gelmek için, girişim; insan ve gezegen sağlığını korurken, mevcut gıda sistemimizi dönüştürmenin de yollarına arıyor.

Microalgae; geleceğin yiyecekleri olarak lanse ediliyor: Hızlı büyüyor, mahsul ve hayvancılık için gerekli olan toprak ve suyun sadece bir kısmını kullanıyor.

Deniz yosunu gibi yenilebilir algler; Çin, Japonya ve Kore gibi ülkelerde yüzyıllardır bir temel olmuştur. Bununla birlikte; çeşitli mikroalg türleri, alternatif bir protein kaynağı, antioksidanlar ve diğer besin maddeleri olarak dünya çapında hızla çekiş kazanmaktadır.

Spirulina ve chlorella gibi daha iyi bilinen mikro algler; besin takviyeleri, snack barlar, makarnalar, dondurmalar, tatlılar, ekmekler, kekler ve daha birçok üründe bulunabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

Bitkilerde Tohum Yağı Verimini Arttırmanın Sürdürülebilir Yolu

Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi (NTU) bilim insanları; laboratuvar koşullarında tohumlardaki doğal yağ…

Gebelikte Beslenme Rehberi

Gebelikte beslenme diğer dönemlerdeki beslenmeden çok daha önemlidir. Bebeğin tek besin kaynağı…

New York’un İlk Vegan Kasabı

Önümüzdeki ilkbaharda açılacak olan Monk’s Meats, buğday gluteni olan seitan’ı kullanarak hiçbir…