Bilim adamları, Dünya’dan 300 mil uzaktaki yörüngede yer alan bir uydunun ilk nesnesinin teleportasyonunu tamamladı.
Deney teleportasyona çok fazla yaklaşamamış olsa da, kuantum fiziği için büyük bir adım.
Başarılı teleportasyonun ardında Çinli araştırmacılar yer alıyor. Bir dizi disiplinlerarası proje ile kuantum fizikçileri ile roket bilim adamlarından oluşan bir ekip..
Araştırma 2016’da, MÖ 5. yüzyılda Çin filozofunun alıntılarından Gobi Çölü’nün güneybatısında Micius adlı bir uydu ile başladı.
Micius, süper duyarlı foton alıcısı ile donatılmıştır. Bu sayede, Dünya’dan gelen tek bir fotonun kuantum halini saptayabilir.
Bu, gözlemci efekti olarak bilinir. Söz konusu çok küçük nesnelerin durumunu ölçmek için gerekli araçlardan biridir.
Fotonlar gibi kuantum nesneler “dolaştığı” zaman, bunların mekanda aynı anda oluştuğu ve bu şekilde varlığını paylaştığı anlamına gelir.
Parçalanmış parçacıkların durumu birbirine bağlıdır. Böylece bir parçacığın durumunu ölçerseniz bu diğerinin durumunu da anında etkiler.
Birbirine girmiş nesnelerden birinin gözlemlenmesi, diğer nesnenin durumunun değişmesinin ne kadar sürdüğü sorusunu ortaya çıkarır.
Mevcut araştırmalar, dolaşan parçacıkları aynı dalga işlevinin bir parçası olarak tanımlıyor.
Bu da, dolaşan nesneler arasındaki mesafeye bakılmaksızın, kuantum hal değişiminin hemen gerçekleşeceği anlamına gelir.
Acil değişimin bu şekli, bilim insanlarının teleportasyon ile anlattıkları şeydir.
Bilim adamları, iki fotonu birbiri ile karıştırıp gözlemleyerek, potansiyel olarak sınırsız bir şekilde bilgiyi anında iletiyorlar.
Sonuç olarak Çinli araştırmacıların deneyleri, söz konusu durum laboratuar ortamında defalarca gerçekleştirilmiş olsa da Dünya‘dan bir nesneyi yörüngesel olarak teleport etmenin mümkün olduğunu ve dolaşmanın en uzun mesafesi için rekor kırdığını gösteriyor.