Irene Joliot-Curie
Irene Joliot-Curie/ilkkimbuldu

Marie Curie ve Pierre Curie’ nin kızı olan Irene Joliot, 12 Eylül 1897’de Fransa’nın başkenti Paris’ te doğdu. Annesi ve babası gibi radyoaktivite alanında çalışmalar yaptı. Eşi Frederic Joliot “Curie” ailesine damat olma onurunu yaşayan ve aileye olan büyük saygısından dolayı onların soyadını alarak Frederic Joliot Curie ismini aldı. Eşiyle birlikte yaptıkları çalışmalar aileye ikinci Nobel Ödülünü kazandırdı. Böylece en çok Nobel ödülü alan aile olarak tarihe geçtiler.

Aile Hayatı ve Bilime Katkıları

Irene iki bilim insanının çocuğu olarak dünyaya gelmişken, kendisinin de bilime karşı meraklı olmaması beklenemezdi. Kocası Frederic Joliot-Curie ile birlikte yapay radyoaktiviteyi keşfetmişlerdir. Bu çalışma onlara 1935’de Nobel Kimya Ödülü kazandırdı. 1934 yılında doğal olarak var olan radyoaktif elementler gibi yapay radyoaktif elementler üretmeyi başarmalarıyla bilim dünyasında önemli bir yere sahip olmuşlardır. Irène Joliot-Curie boron kullanarak radyoaktif azot üretmeyi başarmış ve sonrasında magnezyum kullanarak aluminyum ve silikon üretilebileceğini göstererek bu başarıyı katlamıştır. Curie çifti kararlı atomları radyoaktif atomlara dönüştüren ilk kişiler oldular.

Irene eğitimine matematik ve fizik alanında Sorbonne Üniversitesi’nde devam etti. 21 yaşında, Radium Enstitüsü’nde (annesini kurmuş olduğu laboratuvar) annesinin laboratuvar asistanı oldu. Marie Curie laboratuvardan uzaktayken, tamamen güvenilir genç kızını görevinden aldı. Irène son derece yetenekliydi, ancak daha deneyimli bazı bilim insanları arasında onun durumuyla alakalı kıskançlık vardı. Irène bunu göz ardı etti ve tamamen onun araştırmasına ve laboratuvarın çalışmasına odaklandı.

Bilime katkılarından dolayı 1940 yılında Bernard Koleji Altın Madalyası’na layık görüldü.

Çocukluğu ve Eğitimi

1906 yılında Irene sekiz yaşındayken, babası Pierre Curie ölmüştü. Pierre’ nin ölümünde sonra annesi Maria Curie Irene’i büyükbabasının yanına gönderdi. Büyükbaba Eugène aynı zamanda emekli bir tıp doktoruydu. Artık büyükbabası Irene’nin hem en yakın arkadaşı hemde ilk öğretmeni oldu. Torununu çok seven Eugène, Irene’nin gelişimi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Ona bilim ve en çok sevdiği yazar olan Victor Hugo’nun eserlerini tanıttı. Ama ne yazık ki bu ikilinin birlikte geçirdiği zaman da kısa oldu. Irene 12 yaşındayken Büyükbaba Eugène, 1910’da 83 yaşında öldü.

Marie Curie, büyükbaba Eugène’nin ölümünden sonra laboratuvarına gitmeden önce her gün çocuklarına ders vermek istedi. Aynı zamanda kızların fiziksel olarak sağlam olmasını istedi; onları binicilik, yürüyüş, yüzme, kayak ve akrobasi ile meşgul etti. Sorbonne Üniversitesinde meslektaşlarına konuşan Marie, Paris’ teki çocuklara verilen eğitimdeki yetersizliğini anlattı ve bu duruma el atmaya karar verdiler, Marie ve meslektaşlarından oluşan uzmanlar zeki çocuklardan oluşan bir sınıfı eğitmek için bir program yaptılar. Irene de bu seçkin öğretmenler tarafından eğitililen kişilerden biri oldu.

-Marie Curie tarafından fizik

-Jean Baptiste Perrin’den kimya (daha sonra fizikte Nobel Ödülü kazandı)

-Büyük fizikçi Paul Langevin’den matematik eğitimi aldı.

Bu kadar ünlü öğretmenler tarafından çok az sayıda çocuk eğitilmiştir!

Annesinin yakın arkadaşı olan Albert Einstein ile 1912 yılında tanışan Irene o zaman daha 15 yaşındaydı ama fizik ve bilime olan merakı herkes tarafından farkediliyordu. Albert Einstein da küçük kızdaki fizik anlayışından etkilenmişti.

Irene 1913 yılının eylül ayında Collège Sévigné’deki okuluna eğitimine devam etmek için Paris’e döndü.

1. Dünya Savaşı ve Curieler

Irene’nin okul için Paris’e dönüşünden bir yıl sonra 1. Dünya Savaşı başladı. Annesi Marie Curie zaten canla başla savaşın arka perdesinde birçok hedef için farklı çalışmalar yapıyordu. Mobil radyoloji ünitelerini kurup, savaşta yaralanmış askerlerin bedenlerine saplanan şarapnel parçalarını bulmak için X-ışını kullanmayı amaçlamıştı.

17 yaşındaki Irene, bu dönemde ek olarak hemşirelik kursu aldı. Hemen sonrasında Irene, Marie Curie’ nin kurduğu radyoloji ünitelerinde görev yapmak üzere işe alınan hemşirelere radyoloji öğretmeye başladı. Irene rahat ve korunaklı yaşamından uzaklaşarak savaş hastanelerinde, savaş alanındaki askerlerin büyük yaralarını ve zorlu acılarını görerek dehşete düştü. Bu durum onu yaşından daha fazla olgunluk ve daha güçlü bir zihne sahip olmasını sağladı. Annesi kızının daima destekçisiydi ama eğer zorluklarla ve sorunlarla karşılaşmazsa rahat bir hayatın ona birşey kazandırmayacağını düşünüyordu. İkisi birlikte kendi uzmanlık alanlarında savaşmak için çaba sarfediyorlardı. Savaşın sonunda Fransız Hükümeti tarafından Irene’ e askeri üstün hizmet madalyası verdi.

Savaş bittikten sonra Irene, Sorbonne’ da matemetik ve fizik alanında eğitimine devam etti. 21 yaşında annesini kurduğu Radium Enstitüsü’nde asistan olarak çalışmaya başladı. Hayatının tamamını kesinlikle bilimsel araştırmalara adamış olan Irene; ”Ben, bilimi hayatımın en büyük çıkarları olarak görüyorum” sözleriyle kendisini anlatmıştır.

Irene Joliot-Curie
Frederic Joliot “Curie” ve Irene Joliot-Curie/ilkkimbuldu

Irene 25 yaşında, annesi ve babası tarafından keşfedilen elementlerden biri olan polonyumun yaydığı radyasyonu keşfettiği için Bilim Doktoru ünvanını aldı.

Irène ve Frederic Joliot Curie Birlikteliği ve Bilime Katkıları

Birgün annesi Irene’den laboratuvarda radyoaktif materyalleri işleme konusunda çalışmalar yapmasını ve ona kendi asistanlarından olan Frederic Joliot ile çalışmalarını istedi. Birlikte, Irene kimyasallar üzerine yoğunlaşırken, Frederic Joliot ise fizik konularında çalışmalar yaptı. İkisinin gerçekleştirdiği ortak çalışmaları sayesinde birçok buluş ve ödüle sahip oldular. En önemlisi de Irene ve Frederic Joliot bilim ekibi olarak üç ayrı Nobel Ödülü kazanan araştırmalar yaptılar. Tabi bu ödülden önce 1926’da evlendiler. Evlenince Frederic Joliot kendi soyisminden vazgeçip Curie soyismini kullanmak istemiştir.

Farklı laboratuvarlar birbirleriyle sürekli bir rekabet halindedir. Araştırmalarda ilk olmak istemeleri ve adlarının duyulmasını istemeleri de en tabi haklarıdır diye düşünebiliriz. Bir başka radyasyon araştırmacısı olan Ernest Rutherford bir sözünde şöyle demiştir; “Ben de rakiplerim gibi yoluma devam etmeliyim, şimdi ki çalışmamı mümkün olduğunda çabuk yayımlamalıyım ki yarışta kalabileyim. Bu yarıştaki en iyi rakiplerim Becquerel ve Curielerdir.”

İrene Nobel Ödülünü kazandıktan sonra, kendi çocukluğunu ve yoğun çalışan annesinin kendisini ne kadar ihmal ettiğini hatırlayarak, çocuklarıyla daha fazla ilgilenebilmek için iş yükünü hafifletti. Buna rağmen 1946′ da Radyum Enstitüsü Direktörü olmuştur. Irene ve Frederic’in iki çocuğu olmuştur; Helene 1927′ de – Pierre ise 1932′ de dünyaya gelmişlerdir. Aileye gelen bireylerde bilim tutkusu devam etmiştir ki, Helene nükleer fizik profesörü, Pierre de biyokimya profesörü olmuştur.

Irene Curie’nin Ölümü

Irene Curie 17 Mart 1956’da Paris’ te Curie Hastanesinde 58 yaşında öldü. Annesi gibi fazla radyasyona maruz kalarak lösemi hastalığı nedeniyle ölmüştür. Marie Curie’ nin bugün bile kişisel eşyaları (defterleri ve kitapları vs.) kurşun kutularda saklanıyor hala radyoaktiftirler sadece özel koruyucu giysiler giyen uzman kişiler tarafından açılabilir. Irene çocukluk günlerinden itibaren radyasyona maruz kaldı, annesi ve babasının kıyafetleri ve kişisel eşyalarına kadar radyoaktif materyallerle kötü bir şekilde kirlenmişti. Tahmin edilen Irene’nin ölümü, 1. Dünya Savaşındaki X-ışınlarıyla yaptığı faaliyetleri sırasında radyoaktif materyallere tekrar tekrar maruz kalmasıyla sonuçlandı. Kocası Frederic Joliot-Curie ise Irene’ nin ölümünden iki yıl sonra, 1958’de 58 yaşında öldü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

Cumhuriyet Dönemi’nden Günümüze Türk Bilim İnsanları

Kurtuluş Savaşı sonrası ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte; sadece yetersiz bir üniversite…

Mikroçiplerle Kansere Çözüm Bulan Prof. Dr. Mehmet Toner

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Eğitim Hastanesi Cerrahi Profesörü, Massachusetts General…

DR. MURAT DİGİÇAYLIOĞLU

Ülkemizin sayılı dehalarından olan DR. Murat DİGİÇAYLIOĞLU, 1963 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk…

Tüm İmkansızlıklara Meydan Okuyan Ünlü Fizikçi: Stephen HAWKING

Stephen Hawking (1942–2018) Stephen Hawking; 21 yaşında kendisine motor nöron hastalığı teşhisi…