“Mitlerden Aksiyona” makalesi, Danimarka’daki Kopenhag İşletme Okulu’ndan Kristian Steensen Nielsen tarafından hazırlandı ve Adrian R. Camilleri ve meslektaşları tarafından yapılan son araştırmalara yorum yaptı.
Vandenbergh ve Nielsen makalelerinde bireylerin sera gazlarını azaltabilmelerinin en önemli yollarından biri, diyetlerindeki et oranını azaltmak olduğunu belirtiyor. Bitki bazlı gıdalar ete göre çok daha küçük bir karbon ayak izine sahiptir; ancak araştırmalar, tüketicilerin çoğu zaman yiyeceklerinin karbon yoğunluğunun ne kadar olduğunu hiç bilmediklerini göstermektedir.
Karbon etiketleme, araştırmacıların bu bilgi açığını ele almayı ve tüketicilere isterlerse daha çevreci duyarlı seçimler yapmaları için kolay bir yol sunmasını önermiştir. Camilleri, düşük GHG (karbon yoğunluğuna sahip) sebze çorbası ve yüksek (karbon yoğunluğuna sahip) sığır çorbası arasında seçim yapıldığında, çoğu tüketicinin sebze çorbasını seçtiğini gösteriyor.
Diğer çalışmalar; etiketlemenin tüketici davranışları üzerinde çok fazla bir etkiye sahip olmadığını göstermiştir. Yine de Vandenbergh ve Nielsen’a göre bu işe yaramadığı anlamına gelmiyor. Ürünlerinin karbon yoğunluğunun nasıl açıklanacağını seçmek, gıda üreticilerini tedarik zincirlerini yeniden gözden geçirmeleri için teşvik edebilir. Bu da gıda üreticilerini tedarik zincirlerini yeniden gözden geçirmeleri için teşvik edebilir.
Özellikle bu maliyetler; maliyet tasarrufları ile sonuçlanırsa bu rakamları düşürmek için verimlilik arayışına girilir. İşletmelerin, ürünlerinde yüksek bir GHG (karbon yoğunluğu) etiketi görmeleri için müşterilerin ilgisini çekebileceğinden, önemli bir teşvik de vardır.
Karbon etiketleme, kapsamlı bir karbon vergisi kadar sera gazı emisyonlarını azaltmayacak olsa da, yazarlara göre iki avantajı var: Hem özel kuruluşlar hem de hükümetler tarafından uygulanabilir. Uluslararası tedarik zincirleri boyunca emisyon azaltımlarını zorlayabilir, sınırlar arası değişimi teşvik edebilir.
Vandenbergh, “Sadece yakın vadede uygulanamayan ideal çözümlere odaklanmak bir hatadır. Karbon etiketleme, iklim sorununu çözemez, ancak hızlı bir şekilde uygulanabilir ve daha kapsamlı seçenekler için zaman kazanabilir.”