Müzik dinlemek, çalmak, okumak ve müzik yapmak; neredeyse beynin her yerini kapsıyor. “Müziğin Etkisindeki Beyin” kitabında Daniel J. Levitin; müzik dinlemenin ilk önce koklear çekirdekler, beyin sapı ve beyincik gibi subkortikal yapıları içerdiğini açıklıyor. Daha sonra beynin her iki tarafındaki işitsel kortekslere ilerliyor.
Müziği duyduğumuzda; dinleme eylemi aynı zamanda hipokampus ve ön lobun en alçak kısımları gibi, beyindeki hafıza merkezlerini de içerir. Müzik ile birlikte dokunduğunuzda beyincik bunu, ilişkilendirir. Müzik okumak; görsel korteksi içerir ve şarkı sözlerini dinlemek veya hatırlamak temporal ve ön loblardaki dil merkezlerini de içerir.
Gerçekten müzikle uğraştığınızda; ön lobunuz planlama için, motor ve duyusal korteksiniz de aktive olur. Müzik çalmak; motor kontrol, somatosensorik dokunuş ve işitsel bilgilerin koordinasyonunu gerektirdiğinden, çoğu müzisyenin; her iki elinde de ortalama bir insandan daha büyük bir yetenek geliştirdiği bilinmektedir. Sol ve sağ beyin arasındaki artan ağlar; müzisyenlerde müzisyen olmayanlara göre daha büyük bir alan olan iki motor alanını birbirine bağlayan kalın lifler oluşturur.
Beyin değişme kapasitesine sahip olduğundan; (“nöroplastisite” olarak adlandırılır) müzik, aynı zamanda beynin öğrenme kapasitelerini de etkileyerek işitsel ve motor korteksin boyutunu arttırır. Hollanda’daki Utrecht Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, müziğin; işitsel imgeleme kabiliyetinin artmasıyla ilişkili olduğunu buldu. Müzikal olarak eğitilmiş gruplar, hem müzikal görüntülerde hem de müzikal olmayan işitsel görüntülerde daha iyi performans gösterdiler.
Sağ Beyin mi, Sol Beyin mi?
Genel olarak müzik; yaratıcılığa olan güveninden dolayı sağ beyin aktivitesi olarak kabul edilir. Ancak beyin görüntüleme araştırması; müziğin her iki yarım küreyi de içerdiğini göstermiştir. Bununla birlikte; aktivitenin çoğu beynin sağ tarafında gerçekleşmektedir. Maurice Ravel; (1875-1937) sol yarımküreyi etkileyen, konuşamayan, karmaşık görevler yapamayan veya okuyamayan-yazamayan bir hastalıktan muzdarip, Fransız Empresyonist (İzlenimci) bir besteci idi. Ayrıca; hayatında ilerleyen dönemlerde, müzikal işlevini kaybetti ve hayatının son yıllarında beste yapamadı.
Ravel’in aksine; Rus Besteci Shebalin ve İngiliz Besteci Benjamin Britten, her ikisi de sol yarımkürede inme geçirdikten sonra konuştuğu dillinde bir bozulma yaşamasına rağmen, müzik çalışmaları yazmaya devam ettiler.
FMRI ve PET gibi modern görüntüleme teknolojilerini kullanan müzik yerelleştirmesi üzerine yapılan son araştırmalar; müzik çalmanın profesyonel olarak sol yarımkürede analitik süreçler geliştirdiğini gösterirken, diğer bireylerin de sağ yarım kürelerinde müziği işlediği görülüyor. Müzisyenlerdeki müzikal işlev; amatörlerle karşılaştırıldığında sol yarımkürede baskın olduğuna dair kanıtlar var. Dikkatsiz dinleyicilerde sağ yarım küreye doğru müzik lateralleşmesi* görülür.
Beynin hangi tarafının müzikle uğraştığı da kültürel etkiye maruz kalabilir. Japonlar; geleneksel popüler müziklerini sol yarım kürede işlerken, Batılılar aynı müziği sağ yarım kürede işliyorlar. Müzik ve dil ayrı ayrı işlenir ve zıt hemisferlerin (yarımküreler) homolog** bölgelerine yerleşmiştir.
* Leteralleşme: Sağı kullanan birinin sol lobunun daha fazla çalışması veya aksi durumdur.
** Homoloji: Farklı taksonlardaki bir çift yapı veya gen arasındaki paylaşılan soyların varlığıdır.