Çoğumuz hayatımızda en az bir kez bir ‘deja vu’ deneyimi yaşamıştır; bilginin yavaşça harekete geçtiği ve o zamanki durumu önceden yaşıyormuşsunuz gibi algıladığınız o gizemli duygu vardır, her birimizin hafızasında.

Araştırmacılar, paranormal bozukluklar ve nörolojik rahatsızlıklar arasında kalınan gizemli fenomeni yıllardır açıklamaya çalışıyorlar, ancak hiç kimse ‘dejavu’ olgusunu bu kadar şiddetle neden ve nasıl yaşadığımızı tam olarak anlayamıyor.

Fransızcada, ‘daha önceden görülen’ anlamına gelen ‘Déjà Vu’ hakkında çok az şey biliyoruz. ‘Déjà vu’; anı yaşayacağınız zaman, bilinçsizce daha önce olanları, gizemli bir güç tarafından, gizemli bir şekilde geriye yönelik hissetme durumu. ‘diye de tanımlanabilir.

 

‘Déjà vu’ fenomeninin, zaman zaman dünyadaki insanların % 60-%80’inde meydana geldiği bildiriliyor. Bu, her zaman, geçici olan ve rastgele bir şekilde ortaya çıkan bir deneyimdir.

parallel unıverse and deja vu ile ilgili görsel sonucu

Birçok araştırmacı, olgunun hafızaya dayalı bir deney olduğunu ve beynin hafıza merkezlerinin “déjà vu” olgusundan sorumlu olduğunu varsaymaktadır. Bununla birlikte, ‘dejavu’ olgusunu, kehanetler, geçmiş yaşam deneyimleri veya anıları, gözlemliliği veya hayatta önceden belirlenmiş bir şartın yerine getirilmesi duygusunu gösterebilen, mistik bir tabela ile ilişkilendirenler de var.

Bir Déjà vu deneyimi, uyarı yapılmaksızın hızlı bir şekilde gerçekleşir ve his haricinde fiziksel bir tezahürü yoktur: “Ben sadece bir” déjà vu “yaşadım”denir.

Diğer yandan ‘Déjà vu’ olgusunu bir de paralel evrenlerin varlığı ile ilişkilendirenler de var.

 

Aslında bilim adamları, kendi evrenimizin yanında duran, başka bir evrene rastlamış olabileceğini düşünüyor. Gökbilimcilere göre, dış uzaydaki ışıklı lekeler, kendimizinkine çok yakın başka bir evrenden “yansımış” olabilirler. Bu parlak yamalar, aslında bilimsel çalışmamıza göre, kendi çevremizde başlayan, başka bir evrenin artıkları olabilir. Bilim adamları, söz konusu evren, evrenimize yeterince yakınlaşırsa, birine bir bakış açısı kazandırabileceklerine, hissedilen her iki evrenin de birbirine ‘temas etmiş’ olur, düşüncesindeler ve böylece yaşadığımız evrende görünür bir imza bırakır. Bu imzayı(etkiyi) bulabilmek için, bilim adamları, kozmik mikrodalga arkaplanının (erken evrenin kalanı) haritasını Avrupa Uzay Ajansı Planck teleskobu tarafından alınan tüm gökyüzünün bir görüntüsüyle karşılaştırdı. Birini diğerinden çıkardıktan sonra gökyüzünde ürkütücü bir ışık yamacıyla, diğer evrenlerle çarpışmaların kalıntıları olarak açıklanabilecek bir ışık yamacıyla karşılaştılar.

Paralel Evrende ‘dejavu’ deneyimi açıklanabilir mi?

Teorik Fizikçi ve Bilim Adamı olan Dr. Michio Kaku’ya göre, paralel evrenler gizemli fenomeni açıklayabilir ve kuantum fiziğinin, belki de dejavu’nun evrenlerin “farklılıklar arasında geçiş yapma” yeteneğinden kaynaklanabileceğini öngören gerekli ayrıntıları sağladığını söyler. “

Diğer evrenlerin (çok kutuplu teori) var olduğu fikri, Teorik Fizikçi ve Nobel Ödüllü Profesör Steve Weinberg’in da aralarında bulunduğu birkaç bilim insanı tarafından desteklenmiştir. Profesör Weinberg’e göre, aynı odada sınırsız sayıda paralel gerçekler bizimle bir arada var olabilir.

 

Nobel ödüllü Steven Weinberg, bu çok evreli teoriyi radyoya benzetiyor. Çevrenizdeki, uzak istasyondan yayınlanan yüzlerce farklı radyo dalgası var. Herhangi bir anda, aracınız veya oturma odanız bu radyo dalgaları doludur. Bununla birlikte, bir radyo açarsanız, aynı anda yalnızca bir frekansı dinleyebilirsiniz. Her istasyonun farklı bir enerjisi, farklı bir frekansı vardır. Sonuç olarak, radyonuz bir anda yalnızca bir yayına çevrilebilir. Aynı şekilde, evrenimizde, fiziksel gerçeğe karşılık gelen frekansta “ayarlanır”. Fakat aynı odada aynı anda paralel gerçekler var, ancak bunlara “uyum sağlayamıyoruz”. Her ne kadar bu dünyalar çok benzer olsalar da, her biri farklı bir enerjiye sahiptir. Ayrıca her dünya trilyonlarca atomdan oluşur, bu da enerji farkının oldukça önemli olabileceği anlamına gelir. Bu dalgalar, frekanı enerjisiyle orantılı olduğundan (Planck yasası ile) her dünyanın dalgalarının farklı frekanslarda titreştiği ve artık etkileşime girmediği anlamına gelir. Hiçbir amaç içermeden, bu farklı dünyanın dalgaları birbiriyle etkileşime girmez.”

Bütün bunlar, bir ‘deja vu’ deneyimlediğiniz anda, evrendeki bir başka paralel evrenle ‘aslında aynı anda titreşiyorsunuz’ demektir.

Kaynak: Michio Kaku, Paralellik Dünyaları: Yaratılış Yoluyla Bir Yolculuk, Daha Yüksek Boyutlar ve Kozmosun Geleceği

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

Bilim insanları holografik bir solucan deliği yaratıp, içinden bir mesaj gönderdi

ABD’de bir araştırma ekibi, holografik bir solucan deliği oluşturdu ve içinden bir…

James Webb Uzay Teleskobu uzak bir gezegende su keşfetti

NASA’nın, uzaya fırlattığı en güçlü uzay teleskobu olan James Webb Uzay Teleskobu…

NASA’nın uzay teleskobu Jüpiter ve uydularını görüntüledi

NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu, Jüpiter ile uyduları Europa, Thebe ve Metis’in…

NASA, James Webb teleskobunun gönderdiği ilk fotoğrafı paylaştı

Amerikan Havacılık ve Uzay İdaresi (NASA) yeni nesil James Webb Uzay Teleskobu’nun…