Tarih

Tarihin İlk “Jeolojik” Haritası: 3.000 Yıllık Hazine Haritası

0

Eski tarihçilere göre, Mısır krallığında altın; kum kadar yaygındı. M.Ö. 3.200’de ‘sementi’ olarak adlandırılan kamu görevlileri; kutsal firavunun talebini karşılamak için altın rezervleri ve altın damarlarını bekliyordu. Sadece Tutankhamun’un mezarı; saf altından yapılmış 500’den fazla maddeyle doluydu. Ancak, tüm bu altının kökeni çok uzun zamandır bilinmiyordu.

Arkeolog Rosemarie ve Jeolog Dietrich Klemm; 1980’lerde eski bir Mısır haritasını izleyerek kayıp madenleri keşfetti. Bu hazine haritası; antik madenleri çevreleyen arazinin jeolojisini gösterdiği için araştırmacılar açısından ilginç olarak değerlendiriliyor. Bu harita ve jeolojik içeriği; yaklaşık 3.000 yıl öncesine kadar modern jeolojik haritaları ortaya koymaktadır.

1814-1821 yılları arasında modern Luksor (eski Thebes) yakınında bulunan harita; daha sonra kuzey İtalya’daki Sardinya Krallığı ve Piedmont Krallığı’nın Hükümdarı Kral Charles Felix’e satıldı. Kral Felix; 1824 yılında Turin’de Mısır Müzesi’ni kurdu. Turin haritası; 950 metre eninde, 1.3 metre uzunluğundaki papirüs tarafından, MÖ 1.150 tarihine kadar çizilmiş ve tanrı-kralın heykellerine oyulacak blokları araştıran Firavun Ramesses IV’ün önderlik ettiği bir sefer için hazırlanmıştı. Eski Mısır’ın bilinen tek topografik haritası olduğundan eşsiz belge olarak görülüyor.

Tarihin İlk Jeolojik Haritası

Kuvars damarlarında bulunan doğal altın. David Bressan/Forbes

Harita, (bir vadi boyunca uzanan manzara) çölde kuru bir vadi için verilen Arapça ismi gösterir. Dağların profili; vadinin iki tarafına da yansır.

Yazıtlar; “Altın Dağı”, “Gümüş Dağı”, “Madenciler Köyü”, “Amun Dağı veya Tapınağı”, “Kırmızı? Denizi” ve sokaklarını anlatmaktadır. Ayrıca haritada, bugün kaybedilen Ta-menti şehrinin bir caddesi de bulunur. Haritada gösterilen farklı renkler; kayaların gerçek renklerinden esinlenilmiştir: Kırmızımsı-pembe feldispat-granit (Fawakhir-Granit), koyu Atalla-Serpentinit ve mavi renkleri… Beyaz Hammamat-Kumtaşı ve Çölün Kumlarını gösteren Sarı Nehir; tüm vadiyi takip eder, kayaları aşındırıp taşırken, nehir yatağındaki farklı renkteki çakıllar; nehrin taştığını gösterir. Bekhen taş ocağında, heykelleri oymak için kullanılan kumtaşı; birçok altın damarı gibi gösterilmektedir. En önemli gösterge köyün yakınındaki bir kuyunun konumudur. Bu kuyu sayesinde, arkeologlar haritada gösterilen bölgeyi belirleyebildiler.

Eski altın ve gümüş dağları, Luksor’un neredeyse 62 mil doğusunda, eski bir madenci yerleşimi olan Bir-Al-Fawakhiri’nin yakınında bulunan Wadi Hammamat’ın üzerinde yer almaktadır. Haritanın sahadaki göstergelerinin ardından arkeologlar; eski kuvars damarlarını takip eden 160 fit derin tüneller gibi eski madencilik izlerini keşfettiler. En önemli damarlar da Turin haritasında dalgalı çizgiler olarak gösterilmiştir. Altın; nadiren yalnızca doğal metallerin büyük kristalleri olarak bulunur. Altın; büyük çıplak kuvars-kayaya rasgele dağıtılmış, neredeyse çıplak gözle görünmeyen küçük parçalar olarak bulunabilir.

Damarların dağa yayılmasından sonra, madenciler kayayı çıkardı, ezdi ve altın parçacıklarını yıkadılar. Ezilmiş kayaların kalıntıları olan büyük kuvars kumu yığınları; bugün çölde Wadi Hammamat’taki eski madencilerin zorlu çalışmalarının bir kanıtı olarak görülüyor.

Turin haritası; gerçek bir jeolojik harita olduğundan madenciler için endikasyonları olan bir hazine haritası veya topografik haritadır. Kayaçlar tanımlanmamıştır veya ayrıntılı olarak tarif edilmemiştir ve harita hiç stratigrafik bilgi içermemektedir. Bununla birlikte; eski Mısırlıların keskin pratik ve jeolojik gözlemlerinin güzel ve nadir bir ifadesi olan eşsiz bir belgedir.

Spread the love

Açık Kaynaklı Biyonik Bacak: Türünün İlk Platformu, Protezleri Hızla İlerletmeyi Amaçlıyor

Previous article

İnsanların Nereye Yöneldiğini Robotlara Anlatan Algoritma

Next article

Comments

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Login/Sign up