D vitamini ile yüklü nanofiber bazlı yara pansumanları, antimikrobiyal bir peptidin üretimini teşvik eder. Bu da cerrahi alan enfeksiyonlarına karşı savaşta önemli bir adımdır.
Oregon Eyalet Üniversitesi araştırmacıları ve diğer işbirlikçiler tarafından, Çarşamba günü Nanomedicine‘de yayınlanan bulgular oldukça önemlidir. Çünkü SSI‘lar sağlıkla ilişkili en yaygın enfeksiyonlarıdır. Yaygın olarak ağrı ve ekonomik kayıplarla sonuçlanır.
Sadece ABD’de her yıl, yaklaşık 300.000 cerrahi hasta, ameliyatı takip eden 30 gün içinde bir enfeksiyon geliştirir. Yaklaşık 10 milyar dolarlık ek sağlık hizmetleri maliyetini hesaplar ve bu kişilerin 13 binden fazlası ölür.
Araştırmacılar, vitamin D: 1,25-dihidroksivitamin D3 veya 1,25 (OH) 2D3‘ün biyoaktif formunu içeren pansumanları hazırlamak için elektrospinning kullanmışlardır.
OSU Bilim Koleji’nde biyokimya ve biyofizik profesörü ve eş-yazar Adrian Gombart, “Elektrospinning, nano ölçekli çaplarda uzun lifler üretmek için çok yönlü, basit, uygun maliyetli ve tekrarlanabilir bir tekniktir” dedi.
“Elektrospun nanofiber yara pansumanları, lokal ilaç uygulaması için hidrojellere veya süngerlere kıyasla önemli avantajlar sunar. Yara içermeyen iyileşme dahil olmak üzere çeşitli fonksiyonel ve yapısal avantajlar sağlarlar.”
Yeni Pansuman
Araştırmacıların ürettği pansumanlar, dört hafta boyunca sürekli olarak D vitamini sağlayabildiğini kanıtlamış ve membranlarını bozarak mikropları öldüren bir peptid olan hCAP18 / LL37‘nin üretimini önemli ölçüde teşvik etmiştir.
Diğer eş-yazar yazar, Nebraska Tıp Merkezi Üniversitesi’nde yardımcı doçent olan Jingwei Xie, “Nanofiber bazlı sütürlerle yapılan geçmiş araştırmalarda 25 D3‘ü biyoaktif forma, 1,25D3‘e dönüştürmek için 25-hidroksivitamin D3 olan ve hücrelere benzeyen bir reseptör ligandı olan D vitamininin inaktif formunu kullandık. ” dedi.
“Burada bunu atlattık ve doğrudan aktif forma gittik. Pansuman onu serbest bıraktı ve bir tanesi LL37 peptidini üreten D vitamini hedef genlerini açmaya başladı.”
Pansumanlar, geleneksel, tek-hedefli antimikrobiyal bileşikleri içermekten ziyade, doğuştan gelen bağışıklık tepkilerini geliştirerek çalıştıklarından, ilaç direncine katkıda bulunma ihtimalleri daha düşüktür. Pansumanlar, bir kültür kabındaki insan derisi üzerinde (plastik cerrahi hastalarından toplanan) yanı sıra keratinosit ve monosit hücre çizgileri ile in vitro ve bir fare modelinde in vivo olarak test edildi.
Ortak yazar OSU’da doçent Arup Indra, “Bu çalışma prensibin kanıtıydı. Bir model sistemindeki genleri indükleyebiliriz. Şimdi iyileşme ve enfeksiyona bakmaya başlayabiliriz.” dedi.
Çalışma OSU’nun Linus Pauling Enstitüsü’nün baş araştırmacılarından Indra, Xie ve Gombart’a ek olarak, OSU araştırma doçent Gitali Indra ve Kaliforniya Üniversitesi, San Diego ve VA Nebraska-Western Iowa Sağlık Sistemi’nden bilim insanlarını da içeriyordu.
Gitali Indra, “Çalışmamız, bu nanofiber sargılarla 1,25D3 ile indüklenen hCAP18 ekspresyonunun, yara iyileşmesini iyileştirmek için atılmış bir adım olduğunu ileri sürüyor.” Dedi.