Georgia Üniversitesi Aile ve Tüketici Bilimleri Fakültesi Tekstil, Mağazacılık ve İç Dekorasyon Bölümü Doktora Öğrencisi Anuradhi Liyanapathiranage; sürdürülebilirlik ve çevreyi bilim yoluyla koruma konusunda ilgisiyle çevre dostu bir tekstil boyama yöntemi geliştirmeye çalışıyor ve araştırma yapıyor.
Geleneksel boyama yöntemleri; büyük miktarda su gerektiren, birçoğunun çevreye zarar verebilecek ve arıtılmasının maliyetli olabileceği toksik atık su olarak salınan bir boya banyosu içerir.
Liyanapathiranage; FACS öğretim üyeleri Sergiy Minko ve Suraj Sharma ile birlikte, atıksu ve toksik kimyasalların miktarını önemli ölçüde azaltan, bir tekstil boya taşıyıcısı olarak nanoselüloz kullanarak, daha iyi bir yaklaşım araştırıyor.
Homojenizasyon işlemi yoluyla,; yeşil bitkilerin hücre duvarında bulunan ve kolaylıkla temin edilebilen bir doğal polimer olan selüloz, nanoselüloz elyaflarından oluşan bir hidrojele dönüştürülür.
Bu yöntemde araştırmacılar; kumaşı boyamak yerine nanoselüloz hidrojel boyamaktadır. Pamuk lifleriyle karşılaştırıldığında; nanoselüloz lifleri, boya moleküllerinin daha etkin bir şekilde bağlanmasını sağlayan, yüksek reaktiviteyle, daha fazla yüzey alanına sahiptir.
Liyanapathiranage: “Hayattaki arzum, bilim yoluyla toplumsal dönüşüm yapmaktır. Geçtiğimiz on yıllar boyunca; malzeme biliminin gelişimi elektronik, nanoteknoloji ve sürdürülebilir teknolojilerdeki gelişmelere katkıda bulundu. Sanayi için sürdürülebilir malzemeler ve sürdürülebilir teknolojiler geliştirmeye olanak sağlayan araştırmaları benimsedim.”
Bu tekniği kullanarak, UGA araştırmacıları; 1 kilogram pamuk boyamak için gereken suyu 19 litreden sadece 1.9 litreye indirmeyi başardılar. Son analizler ayrıca boya akıntısının % 60 oranında azaldığını gösterir.
Liyanapathiranage ve FACS ekibi; araştırmanın tekstil endüstrisi üzerindeki olası etkisi konusunda heyecanlı olduklarını söyledi. Şimdi, teknolojiyi endüstriyel üretim sürecine uygulanabilir kılmak için yükseltmenin yollarını arıyorlar.
LGAapathiranage: “Çevre kirliliği ve nüfus artışı ile ilgili ortaya çıkan trendlerle; sürdürülebilir teknolojiler uygulanabilir sosyo-ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesinin anahtarıdır. Araştırma projelerimizin sürdürülebilir kalkınmaya doğrudan bir katkı sağlayacağına ve yeniliklerimiz ve keşiflerimizle dünya üzerinde kayda değer bir etki yaratabileceğimize eminim.”