Bir bilimkurgu filminin içindeymiş gibi gelebilir, ancak araştırmacılar zaten insan düşünce kalıplarını okuma ve yorumlama kapasitesine sahip beyin-bilgisayar arabirimleri oluşturmayı başarmışlardır.

Birinin düşüncelerini okurken en büyük engellerden biri, belirli düşüncelerin beyin faaliyetinin farklı modelleri tarafından nasıl temsil edildiğini anlamasıdır. Bu kalıplar herkes için aynı değildir; belirli bir konsept üzerinde düşündüğümüz şeyler, kendi deneyimlerimiz ve anılarımıza bağlıdır.

 

İlgili resim

Gerçek beyin-beyin iletişimi oluşturmak için, bir kişinin düşüncelerini yorumlamak ve daha sonra aynı anıları bir bilgisayar aracılığıyla alıcıda tetiklemek gerekecektir.
İnanılmaz ama, böyle bir şey gerçekten denendi. Bir deneyde, ayrı odalardaki iki kişiden, bilgisayara bağlı olarak, 20 sorudan oluşan bir oyun oynamaları istendi.

 

Her ‘evet’ veya ‘hayır’ yanıtı, daha sonra diğerinin beyninde bir akımı tetiklemek için Transkraniyal Manyetik Stimülasyon denilen bir teknik kullanılarak, sistem tarafından alındı.

Bir gün, iki kişinin internet üzerinden düşünce alışverişinde bulunması mümkün olacak; belki de birbiriyle bağlantılı zihinlerin, dünya çapında bir ‘beyin ağı’ ile veri alıp, vermesi gerçekleşecek.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

Düşünce için Sessizlik: İnsan Beynindeki Özel İnternöron Ağları

İnsan beyninin analizi; sinirbilimin temel amacıdır. Bununla birlikte, metodolojik nedenlerle, araştırmalar büyük…

Geniş Etkilere Sahip Bulgularda Çoğu ‘Sessiz’ Gen Mutasyonun, Nötr Değil Zaralı Olduğu Ortaya Çıktı

1960’ların başında, Michigan Üniversitesi mezunu Marshall Nirenberg ve diğer birkaç bilim insanı,…

Elektrik Üretmek için Vücudun Kendi Şekerini Kullanan Ultra İnce Yakıt Hücresi

Glikoz, yediğimiz gıdalardan aldığımız şekerdir. Vücudumuzdaki her hücreye güç veren yakıttır. Glikoz,…

BioNTech CEO’su Uğur Şahin: Hasarlı veya eski organların yaşlanma süreci tersine çevirilebilir

Prof. Dr. Uğur Şahin, gelecekte hasar görmüş organların gençleştirilmesinin mümkün olabileceğine inandığını…