Danimarkalı bir grup araştırmacı tarafından yapılan kapsamlı radar araştırmalarından sonra krater; 1 kilometre kalınlığında Grönland buz tabakası olan Hiawatha Buzulu’nun altında bulundu. Danimarkalı araştırmacılar buz haritalama NASA programları tarafından toplanan verileri kullanarak, 2015 yılında buzul kenarında tuhaf bir yarı dairesel depresyon tespit etti.
Science Advances‘de Çarşamba günü yayınlanan araştırmanın baş araştırmacısı Kurt H. Kjær, “Bunun özel bir durum olduğunu biliyorduk. Ancak aynı zamanda depresyonun kökenini doğrulamanın zor olacağı da açıktı.
Bunu yapmak için, ekip kraterleri kendileriyle eşleştirmek zorundaydı. Ama elbette bu buzları yoldan çıkaramadılar. Ekip “Yeni nesil radar” teknolojisine sahip bir Alman araştırma uçağı kullanarak, kraterin çanak şeklindeki konturlarını ortaya koyan, daha kapsamlı ve odaklanmış bir analiz gerçekleştirdi.
Buzul Çağı
Fakat kraterin bir asteroit tarafından meydana geldiğini doğrulamak için, bilim insanları bazı fiziksel kanıtlar istiyorlardı. Buzulun önündeki kumun içinden geçerek, şiddetli basınçların yarattığı bir kuvars formu ve diğer “darbeye bağlı taneciklerde” de kuvars ortaya çıkardı.
Bulgular, ekibin neyin neden olabileceğine dair bazı veri odaklı, ön tahminler yapmasına izin verdi: Yeryüzüne çarpmış, demir bakımından zengin bir asteroid…
Etki, başlangıçta bugün görülen 800 metre derinliğinde, 31 kilometre genişliğinde bir alana çökmeden önce, yaklaşık 20 kilometre çapında bir boşluğa neden oldu.
Ekibin henüz cevabından emin olmadığı bir soru var: Asteroit Dünya’ya ne zaman geldi?… Buzul Çağı’nda bir zaman olduğunu biliyorlar. Ama bu, 2 buçuk milyon yıllık bir tarihi kapsayan bir çağ… Jeolojik profile dayanan mevcut tahminler; kraterin oldukça genç olduğunu öne sürmektedir. Ancak daha fazla analiz gereklidir.
Kjær: “Bu bir meydan okuma olacaktır. Çünkü muhtemelen yapının dibinden etki sırasında erimiş malzemenin toplanmasını gerektirecek.”
Çarpışmanın doğru bir şekilde tarihlendirilmesi, Dünya’daki etkileşimini ve sonuçlarını daha iyi anlamak için gelecekteki araştırmalara ışık tutacaktır.
