Bilgisayar bilimcileri, fizikçiler ve mühendisler son birkaç yıldır kullanılabilir bir kuantum ağı oluşturmak için çalışıyorlar. Bunu yapmak, kullanıcılar arasında dolaşık parçacıkların gönderilmesini gerektirecek ve sonuç şimdiye kadar yapılmış en güvenli ağ olacaktır. Çalışmanın bir parçası olarak, araştırmacılar; fiber kablolar üzerinden, kuleler arasında ve hatta uydulardan yere kadar dolaşan parçacıklar gönderdiler. Araştırmacılar bunları yaparken de; yeni bir araç eklediler: Dronlar…
Uzun menzilli bir kuantum ağı kurmak için uydular; ideal çözüm gibi görünüyor. Ancak aynı şehirdeki kullanıcılar arasındaki iletişim gibi; daha küçük ağlar için başka bir seçeneğe ihtiyaç vardır. Kuleler bir miktar işe yarasa da, kasıtlı veya başka bir şekilde hava koşullarına ve tıkanmaya tabidirler. Bu sorunun üstesinden gelmek için araştırmacılar; sinyalleri taşımak için drone kullandılar.
Çalışma; küçük bir lazer üreten cihaz inşa etmeyi ve onu dronlardan birine sabitlemeyi içeriyordu. Ateşlenirken fotonlar ikiye bölünerek dolaşık çiftler oluşturdu. Eşleştirilmiş fotonlardan biri; başka bir insansız hava aracına, diğeri ise yer istasyonuna yönlendirildi. Dolaşmış fotonu alan drone; yalnızca bir röle görevi gördü. Daha sonra yeniden odaklandıktan sonra, foton üçüncü bir insansız hava aracına, ardından da ikinci bir yer istasyonuna gönderildi. Vericileri sağlamak için dronlarda motorlu cihazlar kullanılmış ve dolaşık fotonların iletimi için uygun şekilde sıralanmıştır.
Prototipte, fotonlar sadece bir kilometre gönderildi. Ancak araştırmacılar; dronları daha yükseğe taşımanın, 300 kilometreye kadar mesafelerde iletime izin vereceğini öne sürüyorlar. Teknolojinin zeminde hareket eden araçları da içerecek şekilde uyarlanabileceğini öne sürüyorlar. Ayrıca hem dronların hem de yer istasyonlarının uyduları içeren bir ağa bağlanabileceğine ve çalışmalarının, iki hareketli cihaz arasında dolaşan parçacıkları ilk gönderen iş olduğuna dikkat çekiyorlar.
