Ormanın büyüsünü içinize çekmek serinliğini hissetmek isterseniz bu kitap size göre..Anne ve babası tarafından bir çocuk, ormanda yaşayan Sekoyana adında kendi yaptığı kulübede yaşan münzevi bir kadına emanet edilir. Çocuğun aktardığına göre, anne ve babası Sekoyana’dan daha önce çok şey öğrenmiş ve şimdi de onun ormanı tanıması için Sekoyana’nın yanına getiriliyor. Çocuğun bir adı yok mu? Var elbette ama Sekoyana çocuğa adını kendi bulması için zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor kitabın başında. Kitapta iki kişi var yani Çocuk ve Sekoyana. Bir de arada sırada yanlarına uğrayan yabani bir kedi ve kızıl geyik var ama onların da adı yok.. Sekoyana’nın kulübesi 4 ayrı yöne açılan 4 kapısı var. Bu kapılar aynı zamanda kitapların bölümlerini de oluşturuyor ve her kapı bir elementi temsil ediyor. Sekoyana ve Çocuk her sabah erkenden kalkıp heybelerine ihtiyaçları olan birkaç şey alıp ormana gidiyorlar ve her gün farklı bir deneyim yaşıyorlar. Her kapının açılmasından sonra da Sekoyana’nın tuttuğu günlükten bir bölüm bulunuyor. Bu günlükten orman döngüsü, ağaçların iletişimi, mantarlar gibi konuların yanı sıra çocukla yaşadığı maceralar hakkında da bilgiler var. Sekoyana’nın ormana geliş amacı, sadece güneşin doğuşunu ve şafağı değil, eğer mümkünse doğanın kendisini beklemek için. O’na göre ağaçların dili sözsüz belki ama kesinlikle sessiz değil. Belki de o yüzden ormanın dilini anlamakta güçlük çekiyoruz.

Doç.Dr.Nilsen Gökçen’in yazdığı “Unutulmuş Bir Dili Canlandırmak: Sekoyana’nın Kapıları’nda Doğa Okuryazarlığı” Kapıları: bir makalede bu kitabın bilimsel olarak incelenmesine denk gelince zincirleme merak güdüsüyle hemen okudum. Makalede, kitabın derinlikleri ile içinde barındığı felsefi kuramların ilişkisini de okuyabilirsiniz. Gökçen (2018)* makalesini şu cümleler ile bitirmiş: “Şiirsel Taş’ın öyküsünün öğretisine göre, tüm duyu organlarını açabilen insan doğanın ona şu anda ne dediğini öğrenmekle kalmaz, en uzak zamanların ve mekânların insan yaşamını aşan kadim deneyimleriyle hemhal olur. Üstelik tüm bunların tam da kendisi olduğunu, doğayla konuşarak kendisiyle konuştuğunu anlar. İnsanın uzun zamandır unuttuğu bu dil ve onu öğrenmenin sonucunda çıkacağı bu baş döndürücü yolculuk belki de varlığının en yüce amacıdır”.

Ormanda Sekoyana ve çocuğun oynadıkları oyundan bir bölümü paylaşmak istiyorum.

-Ağacın küçüğüne ne denir? Ağaççık der çocuk.

-Ağaç kelimesinin çoğulu nedir? Ağaçlar mı Orman mı?

-Ağacın mutluluğu? Yağmur

-Ağacın mutsuzluğu? Yangın

-Ağacın susuzluğu? Kuraklık

-Ağacın şarkısı? Kuşların cıvıltısı ya da yaprakların hışırtısı

Şiirsel Taş tarafından yazılan, Oğuz Demir tarafından resimlenen “Sekoya’nın Kapıları: Bir Orman Öyküsü” adlı bu kitabın White Ravens 2018 seçkisine girdiğini de belirtmek gerekir. Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) bu kitabı aldığınızda ÇEKÜL Bilgi Ağacının doğal ve kültürel miras eğitimlerine destek verildiği bilgisi de kitabın arka sayfasında not düşülmüştür. Şiirsel Taş, kitabın son sayfasına beslendiği kaynak kitapları da yazmış böylece daha çok merak edenler için farklı kitaplara da doğru da ilerleyebilir çocuklar ve merak eden herkes.

Kitabın Künyesi:

Yazar: Şiirsel Taş     

Resimleyen: Oğuz Demir

Yayınevi: Doğan Egmont, ÇEKÜL Bilgi Ağacı Kitaplığı (2017)

Hedef kitle:+12 yaş

You May Also Like

Su Prensesi

Ailesinde sevilen her çocuk, annesi veya babası tarafından o ailenin prensi ya…