Yeni bir MDC çalışması immünolojide onlarca yıllık bir tartışmayı çözebilir: Prof. Klaus Rajewsky başkanlığındaki bir ekip, B1 hücrelerinin gelişimi için farklı progenitör hücrelerin gerekli olmadığını bildiriyor. Bunun yerine, ekibin deneyleri, B1’e özgü tipik B-hücresi reseptörünün B2 hücrelerini B1 hücrelerine yeniden programlayabildiğini, B1 hücrelerinin özel B-hücresi reseptörlerinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını göstermektedir.

Hastalıklarla mücadelede B-hücreleri kesinlikle çok önemlidir. Lenfosit adı verilen bir beyaz kan hücresi sınıfına ait olan bu özel hücreler, bağışıklık sistemindeki antikorları üretebilen tek hücrelerdir. Y şeklindeki proteinler, bakteri veya virüs gibi yabancı yapılara takılır ve böylece onları fagositler ve diğer bağışıklık hücreleri tarafından elimine edilmek üzere istilacı olarak işaretler.

B1 Hücreleri Yenidoğanlarda Zaten Mevcuttur ve Doğal Bağışıklıkta Önemli Bir Rol Oynar

İki tür B hücresi vardır. Vücuttaki beyaz kan hücrelerinin en büyük kısmını oluşturan B2 hücreleri, esas olarak kanda ve timus, dalak, lenf düğümleri ve kemik iliği gibi lenfoid organlarda dolaşır. Öte yandan, B1 hücreleri başlıca peritoneal ve plevral boşluklarda ve dolayısıyla bağırsak yolu ve akciğerlerin çevresindeki alanlarda bulunur. Antijenler olarak adlandırılan çok çeşitli yabancı proteinlere ve aynı zamanda vücudun kendi antijenlerine ve yüksek derecede uzmanlaşmış B2 hücrelerinden farklı bir şekilde yanıt verirler.

B1 hücreleri yenidoğanlardaki tüm B lenfositlerin çoğunluğunu oluşturur, ancak yetişkinlerde B1 hücrelerinin oranı sadece birkaç yüzde düşer. Bu, B1 hücrelerinin doğal bağışıklık taşıyıcısı (yani doğal bağışıklık sistemi) olarak kabul edilmesinin nedenlerinden biriyken, B2 hücreleri esas olarak örneğin; bir enfeksiyondan veya aşılamadan sonra ortaya çıkan adaptif (edinsel) immüniteden sorumludur.

Onlarca Yıldır İmmünologlar B Hücrelerinin Kökenini Tartışmışlardır

Şimdiye kadar, farklı B hücrelerinin nasıl geliştiği belli değildi.

Berlin’deki Max Delbrück Moleküler Tıp Merkezi’nde (MDC) İmmun Düzenleme ve Kanser araştırma grubunun bir üyesi olan Dr. Robin Graf: “Bazı immünologlar, B1 ve B2 hücrelerinin farklı progenitör hücrelerden ortaya çıktığını düşünüyor. Diğer immünologlar, özel otomatik reaktif B hücresi reseptörlerinin, B1 hücrelerinin oluşumunu tetiklediğine inanıyor. Olgun B2 hücrelerinde B hücresi reseptörünü, doğada sadece B1 hücrelerinde bulunan B1 tipik B hücresi reseptörüyle değiştirdik.”

Köln ve Boston’da bulunan Rajewsky’nin grubundaki diğer bilim insanlarının da önemli bir rol oynadığı yeni çalışma, şimdi ikinci hipotezin geçerliliği için net kanıtlar sunuyor.

Manipüle Edilmiş B2 Hücreleri, B1 Hücrelerinin Özelliklerini Üstlendi

Graf: “Bu prosedür, B2 hücrelerini B1 hücrelerine dönüştürdü. Hücrelerin B1’e özgü tipik yüzey işaretleyicilerini elde ettiğini gösterebildik. Manipüle edilmiş B2 lenfositleri, B1 lenfositlerinin fonksiyonel özelliklerini de üstlendi. Onları farelere nakledince, vücudun B1 hücrelerinin doğal olarak bulunduğu kısımlarına yöneldiler.”

Ek olarak, hücreler kendiliğinden antikor üretmeye başladı. Bu aynı zamanda B1 hücrelerinin tipik bir özelliğidir. Dahası, B1 tipik reseptörü B2 lenfositlerinde eksprese edildikten sonra hücreler bir ila iki haftalık bir süre içinde çok sayıda çoğalmaya başlamıştır. Bu, B1 hücrelerinin, henüz çalışılmamış bir süreç olan erken aşamalardaki doğal gelişimine çarpıcı şekilde benzemektedir.

Graf: “Manipüle edilmiş B2 hücrelerinde binlerce genin aktivitesini ölçtüm. Burada, aynı genlerin normal B1 hücrelerinde olduğu gibi bu hücrelerde aktif olduğunu bulduk.”

Graf, yeni çalışmanın; bu B1 hücrelerinin, B hücresi reseptörlerinin özgüllüğünün bir sonucu olarak ortaya çıkmasının, immünologları ikna edeceğini ummaktadır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

Karbondioksiti Değerli Ürünlere Dönüştürmek

Karbondioksit (CO2) iklim değişikliğine önemli bir katkıda bulunur ve başta endüstriyel üretim…

Dünyanın Manyetik Alan Haritası Tamamlandı!

Dünyanın manyetik alanı, gezegenin iklimi, tektonik kaymaları, yerçekimi ve hatta rotasyonunu etkiler.…

İki Dillilik, Doğal Olarak Beynimize Geliyor

 Nörobilimcilerden oluşan bir ekip, beynin tek bir dildeki ve iki farklı dilden…

Sibirya’da 24 bin yıldır donmuş halde olan çok hücreli bir organizma yeniden hayata döndü

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, Sibirya’da 24 bin yıldır donmuş halde olan…