TechXplore

İsviçre’deki CHILI Lab (Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne) ve Portekiz’deki GAIPS Lab (Lizbon Üniversitesi) araştırmacıları son zamanlarda çocukların el yazısı becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış özerk bir sistem geliştirdiler. Springer’in Uluslararası Sosyal Robotik Dergisi’nde yayınlanan bir makalede sundukları sistem; çocuklarla birebir öğrenme oturumlarında bir sosyal robotun kullanılmasını gerektirir.

Bazı çocuklar için, el yazısı becerisi kazanmak zor olabilir, ancak akademik yaşamlarında temel bir adımdır. Aslında, zayıf el yazısı; çocuğun akademik performansını, özgüvenini ve öğrenme motivasyonunu olumsuz yönde etkileyebilir.

El yazısı konusunda ustalaşmak için çocuğun bilişsel, motor ve algısal yeteneklerini koordine etmeyi öğrenmesi gerekir. Bu nedenle önemli miktarda pratik yapması gerekebilir. Özellikle elle zor yazan bir çocuğa, genellikle öğretmenleri tarafından bire bir oturumlarda ekstra destek sunuluyor.

Araştırmacı Shruti Chandra: “El yazısı becerilerinin kazanılması fiziksel bir görev olduğundan ve genellikle fiziksel yardım ve etkileşim gerektirdiğinden, sosyal robotlar gibi çağdaş teknolojiler, çocuklar için mevcut el yazısı müdahale yöntemlerini desteklemek için bir araç olarak kullanılabilir. Bu vizyonla, araştırmamız bir sosyal robotun, çocukların el yazısını geliştirmelerine yardım eden öğretmenler olduğu bir yaklaşımla, çocukların el yazısı edinme konusunda özerk bir şekilde nasıl yardımcı olabileceğini araştırmayı amaçlamaktadır.”

GAIPS Laboratuvarı’ndaki araştırmacılar tarafından yapılan son çalışma, CoWriter adlı daha geniş bir projenin parçası… CoWriter projesinin temel amacı, çocukların el yazısı öğretebilecekleri robotik bir ortak oluşturmaktır.

Bunun arkasındaki genel fikir, bir robota elle nasıl yazılacağını öğretmenin, çocukların kendi yazma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabileceğidir. Bu aslında ”öğreterek öğrenme” olarak bilinen bir paradigmadır. Geçmişte yapılan çalışmalar; öğretme yoluyla öğrenme uygulamalarının eğitimde çok etkili olabileceğini, çünkü çocukların kendi hatalarını yansıtmalarını ve iyileştirmelerini sağlayarak akademik becerilerini, motivasyonlarını ve özgüvenlerini geliştirdiğini göstermektedir.

Chandra ve meslektaşları; çocuğun el yazısı becerilerini değerlendiren, çocuğun öğretmen rolünü üstlendiği bir sosyal robot ile etkileşimi içeren birebir senaryo tasarladı. Bu öğrenme senaryosu, çocukların el yazısı becerilerini, bir başkasına öğretmelerini sağlayarak geliştirmek için tasarlanmıştır. Araştırmacılar tarafından önerilen öğrenme sistemi tamamen özerktir, dolayısıyla çocuk-robot etkileşimi sırasında herhangi bir ek çalışma veya denetim gerektirmez.

Chandra: “ Öğretme ve dolayısıyla öğrenme süreci robot; çocuktan birkaç harften oluşan şekilleri düzeltmek için yardım istediğinde başlar. İlk önce, robot ekrana deforme olmuş bir mektup yazar ve bilgisayar ekranını kullanarak çocuktan düzeltmesini ister. Çocuk bir kaydırıcı aracılığıyla mektubun şeklini değiştirerek düzeltme yapar ve aynı zamanda ekrandaki mektubun gösterimlerini de sağlar.”

Çocuk-robotu derslerinde robot; 4-8 yaş arası çocuklarda en sık rastlanan el yazısı hatalarından bazılarını yapar; bunları oran, molalar ve uyum ile ilişkilendirilir. Bu, robotu eğiten çocuğun; robot tarafından yapılan hataları düzeltirken kendi hatalarının bazılarına yansımasını sağlar.

Geliştirdikleri öğretim sisteminin etkinliğini değerlendirmek için Chandra ve arkadaşları Portekiz ilköğretim okullarında; her biri dört robot-çocuk bire bir özel ders oturumunu içeren iki uzun çalışma gerçekleştirdiler. Her bir oturum öncesi ve sonrasında katılan her çocuğun el yazısı becerilerini ve sosyal robot algısını değerlendirdiler.

Çocuklar, üç öğrenme koşulundan birine atandı: Sürekli öğrenme, öğrenme olmayan veya kişiselleştirilmiş öğrenme… Araştırmacıların bu öğrenme koşullarının her birinin çocukların öğrenmesi ve robotun algıları üzerindeki etkilerini etkin bir şekilde karşılaştırmalarını sağlamıştır.

Her ders oturumuna başlamadan önce, çocuklardan el yazısı becerilerini değerlendiren bir ön test tamamlamaları istendi. Daha sonra, her bir çocuğa robota elle nasıl yazmaları gerektiğini sorduğu ortak bir yazma aktivitesini uyguladılar. Görev sonunda araştırmacılar; çocuklara robotla etkileşime ilişkin algılarını sordular.

Araştırmacılar, topladıkları verileri analiz ettiler ve kişiselleştirilmiş öğrenme ve sürekli öğrenme koşullarında çocukların el yazısı becerilerinin ders oturumlarından sonra büyük ölçüde geliştiğini buldular. Öte yandan, çocukların öğrenmeyen durumdaki el yazısı önemli ölçüde iyileşme göstermemiş oldu. Başka bir deyişle, bir el yazısı yeterliliğine sahip bir robota özel ders vermek, çocukların kendi becerilerini geliştirmesine yardımcı olur; kısacası bir robota yetkinliği olmayan bir ders vermekten çok daha fazlasıdır.

Çocukların el yazısı becerilerini geliştirmenin yanında, bir de araştırmacılar tarafından geliştirilen öğrenme yaklaşımı da çocukların yeteneklerine olan güvenini güçlendirdi.

Gelecekte, Chandra ve meslektaşları tarafından geliştirilen özerk eğitim sistemi; çocuklara el yazısı becerilerini ilgi çekici ve yenilikçi bir şekilde öğretmek için kullanılabilir. Ayrıca, okullardaki ilk değerlendirmelerin sonuçları, hem çocukların el yazısını hem de becerilerine olan güvenlerini arttırmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Araştırmacılar şimdi, ciddi el yazısı bozukluğu olan çocuklara öğretmek için benzer bir sistemin kullanımını inceleyen CoWriter projesi için başka bir çalışma yürütüyorlar. Bu durumda, çocuklar bir terapist ve Nao sosyal robotu ile oturumlara katılacaklar.

Chandra: “Bu diğer çalışmalarda, çocuğun görevle ilgili sorgulamaları ve sosyal robotla etkileşimi ile ilgili olarak, aylarca Lozan, İsviçre ve Fransa’da bulunan hastanelerde birkaç aydan fazla bir süredir kolaylaştırıcı bir terapist var. Robotların bu tür çalışmaları yapmaya devam etmesini planlıyoruz. Çünkü bu çocukların iyileştirilmesi için birkaç seansa ihtiyaç duyuyorlar. CHILI Laboratuvarı’ndaki ekibimiz; yakın zamanda çocuklarda granüler disgrafi tanısı koymak için Tegami adlı bir uygulama geliştirdi, böylece öğrenme için kişiselleştirilmiş tedavi alabilirlecekler.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

İstatistik Öğrenme Kaygısına Çözüm Olan “Ağ Bilim Tekniği”

Araştırmalar, üniversite öğrencilerinin yüzde 80’inin bir tür istatistik kaygısı yaşadıklarını gösteriyor. Psikoloji…

Microsoft’un Yeni Beyaz Tahta Uygulaması

Microsoft, Windows 10’daki Beyaz Tahta uygulamasını ve yakında iOS ve web için…

Neurofeedback; Öğrenme Başarısını Kontrol Etmeyi Sağlıyor

Beynimiz; üzerimizden akan devasa miktarda bilgiyi etkin bir şekilde yönetmek için filtre…

Sanal Gerçeklik, Güçlü Bir Çevre Eğitimi Aracı Olarak Kullanılabilir

İnsanlar gün geçtikçe, iklim değişiklikleri hakkında daha çok bilinçlenmekte ve buna ilgi…